Farklı Kuşaklarla Başarmak
26 Haziran 2020 - Cuma
Hemen hemen tarihin her döneminde, bir üst nesil bir alt nesli eleştire gelmiş.
Bugün 2020 yılındayız, şimdi üst nesillerden kime sorsam “Bugünün gençlerini nasıl buluyorsunuz” desem, alacağım cevap “Bugünün gençleri kontrolden çıkmış durumda, kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ailelerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar” ya da “Günümüz gençleri öyle umursamaz ki, ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere saygılı olmayı, ağır başlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar” şeklinde olurdu diye düşünüyorum. Hatta, büyük ihtimalle, siz de bu satırları okurken böyle söylüyorsunuz. İlk yazdığım cümleyi Aristo M.Ö 350 yılında söylemiş, ikincisini de yaklaşık 450 yıl sonra Hesiod söylemiş.
Gördüğünüz gibi, bugün de döngü hiç ama hiç değişmiyor. Sizin büyükleriniz sizi eleştirirken, şimdi büyüyen siz, bugünün gençleri ve çocuklarını eleştiriyorsunuz. Belki; saç tipiniz, favori uzatma şekliniz, ya da yeni yeni çıkmaya başlayan kot pantolon giyme hevesiniz, ebeveynlerinizden değişik müzikler dinliyor olmanız, yeni aldığınız walkman ile yatıp kalkıyor olmanız, hippi tavırlarınız, yüksek sesle konuşmanız veya gülmeniz v.s gibi, size de bir üst neslinizden, bu tür eleştiriler gelmiştir.
Şimdi bugünün Z kuşağına diyorsunuz ki; elindeki dijitali bırak, (oysa dijitalin içine doğan bir kuşak bu) iletişim kur (onlar kuruyor ama siz o dili konuşmuyorsunuz, ısrarla kendi dilinizden konuşmak istiyorsunuz), sosyal ol (onların sosyalitesini anlamaya çalışmıyorsunuz), saygılı ol (önce kendilerine saygılı bir nesil oldukları için, gördüklerini uyguluyor olabilir), düzenli ol ve en önemlisi harika çocuk ol (zaten harika bir nesil). O kadar acımasızsınız ki. Ebeveyn ya da yetişkin olduktan sonra siz nasıl çocuktunuz unuttunuz.
Z kuşağını yetiştirirken, anne ve babalarınızın, sözde size yaptığını düşündüğünüz hataları, siz yapmama kararı aldınız. Sizin dilinizden konuşmadığını düşündüğünüz ebeveynlerinize, öğretmenlerinize zaman zaman kızdınız belki ,ama bunu hiç söyleyemediniz. Çünkü öyle yetiştirildiniz. Bu nedenle kendinizce, çocuklarınıza hakkını aramayı öğrettiniz. Ama ararken kızıyorsunuz. Siz harika çocuklar yetiştireceğinize çok inandınız. Helikopter ebeveynlik sayenizde çıktı. Oysa sadece mutlu çocuk yetiştirmeye odaklansaydınız yeterdi. Mutlu nesil yetiştirmek çok ama çok daha önemli.
Z kuşağına; en çok kızılan noktalardan biri de; geleneklerimizden, örf ve adetlerimizden bihaber olmaları. Peki, sizlere soruyorum, sevgili ebeveynler; siz çocuklarınızı yetiştirirken size çocukken öğretilen ve o dönemlerde sıkıldığınız ve ben çocuğumu böyle yetiştirmeyeceğim dediğiniz için olabilir mi? Hiç anlattınız mı güzel geleneklerimizi, örf ve adetlerimizi. Ya da yaşattınız mı? Mesela; bayram olunca arife gününden tatile kaçtınız mı? (Z kuşağınızı da yanınıza alarak) Lütfen eleştirirken kendi çocukluğunuzu hatırlayın. Hiçbiriniz doğuştan yetişkin değildiniz.
Bizlere hep sayılarla, IQ seviyeleri ile zeka iyi gösterildi. Çocukluğumuzun oyuncakları bile bu zekayı tartmak üzere planlanmıştı. Bana göre duygusal zekası en yüksek nesil, kendi algoritmalarını en iyi kullanan nesil, sosyalleşme tarzını kendisi oluşturan, sosyal sorumluluk bilinci alt nesillere göre yüksek, mutlu olmaya (hepimiz gibi) hakkı olan nesil, geleceğimizi bırakacağımız nesil. Tabiri caiz ise; ülkemizin omurgasını emanet edeceğimiz nesil. Onlar bizim çocuklarımız, gerçekten yarınlarımız.
Bizim evde üç kuşak bir arada yaşıyoruz. Eşim Baby Boomer, ben X ve iki kızımız Z kuşağı. Ben de eleştiriyorum elbette. Bununla birlikte, gerçekten çoğu şeye kızamıyorum, anlamaya çalışıyorum. Bazen anlıyorum bazen anlayamadığım yerlerde oluyor. Onların dinlediği müziği, oyunlarını, kitaplarını, dizilerini merak ediyorum. Kızlarımla bir çoğunu birlikte yapıyoruz. Ben onlara anlatıyorum, onlar da bana bugünlerini öğretiyorlar. Geçmişi, tarihi öğrenmeleri için çabalıyorum ve çok işe yarıyor. Tarihi öğrendikçe merak ediyor ve soruyorlar, anlatıyorum. En çok da; çocukluğumu, annemin çocukluğunu, annesinin çocukluğunu anlatıyorum.
Nesillere nesilleri iyi anlatmak lazım, buna çok inanıyorum.
Dünün çocukları, gençleri olan nesil olarak, biz de, şimdi; bugünün gençleri ve çocuklarını eleştiriyoruz demiştik. İşte tam da buna; Kuşak farklılıkları diyoruz aslında.
Eğer; bugüne kadar hep böyle gelmiş, bugünden sonra böyle gitmesin istiyorsak ;
Farklı Kuşaklarla Başarmak zorundayız. (D. GÖKÇINAR- Farklı Kuşaklarla Başarmak kitabından)
DEMET GÖKÇINAR- Haziran 2020
Kuşak;
Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, mutluluklarını, mutsuzluklarını, birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, başarıları birlikte alkışlamış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişiler topluluğudur.
Kuşaklar en çok;
Teknoloji, Savaş ve Buluşlar dan etkilenir. Bence buna bir de (İbn Haldun’un Coğrafya Kaderdir. sözünden hareketle) Coğrafya da eklenmeli.
Geleneksel Kuşak (UYUMLU), Baby Boomers (KURALCI), X Kuşağı (REKABETÇİ), Y Kuşağı-WHY (SORGULAYAN), Z Kuşağı (KAŞİF,DİJİTAL YERLİLER, NANO DESIGNER, SCREENAGER)